Maduro mu Trump mı?

Bir tiyatro oyunu veya bir film izlerken, seyirci sahnedeki aktörlere kilitlenir… O aktörler izleyiciyi sürükleyerek son durağa, yani kanaat noktasına ulaştırırlar. 

İzleyici artık bir kanaat sahibidir: O bunu yapınca, rakibi de şunu yaptı… O böyle yapmasaydı, şunlar şunlar olmazdı. Hele hele şu da aslında hiç karışmamalıydı, konunun onunla ilgisi bile yoktu… Yanlış algılamanın kurbanı oldu… Sonunda da gördünüz işte, onun hatalı bir sözü, öbürünün aşırı alınganlığı, heyecanı, aceleciliği nelere sebep oldu!.. 

Evet, senarist ve yapımcı hedeflerine ulaştılar. İzleyiciyi istedikleri noktaya ulaştırdılar… 

Bu nedenle bir olayı doğru değerlendirebilmek için sahnedeki aktörler üzerinden olayı değerlendirmek, en büyük hatadır. Bu yöntem sizi senarist ve yapımcının hedeflediği noktaya götürür; gerçekten uzaklaştırır… 

Bu basit girişi Venezuella ve Maduro için yaptım. 

Şu garabete bakın: Ülke ve toplum olarak ikiye bölündük. 

Maduro taraftarları 

Amerika taraftarları 

Ha bir de objektif kalem ve fikir erbabımız var ki, rakamsal verilerle iki tarafı da teraziye koyup, al birini vur ötekine tavrında olanlar… 

Sosyalist Maduro taraftarlarının kahir ekseriyeti AK Parti tabanı… Görüntüdeki gerekçeler, Erdoğan ve Türkiye dostu, başta altın olmak üzere ticari ilişkiler, İsrail karşıtı, vicdanlı bir siyasetçi Maduro!.. 

Sosyalist Maduro karşıtları ise, büyük çoğunlukla Amerikan emperyalizmi düşmanlığı ile maruf bizim solcular!...       

Ağlar mısın, güler misin?... 

Sağcılar sosyalistin yanında, solcular emperyalizmin safında!.. 

Kalem erbabı ağır abiler ise, objektif ve bilimsel verilerle güneşe gözlerini kapatarak, ışık olarak mumu işaret etme zevzekliğindeler!... 

Efendim, Maduro da ülkeyi batırdı. Demokrasi yok, hukuk yok, ekonomi batmış, millet aç ve sefil… Bu adamın neyini savunuyorsunuz!... paparaları!.. 

Senarist aparatları ile gerçeği perdelemeyin beyler!.. Konumuz, Maduro’nun devleti nasıl yönettiği değil şu anda!... Ekonomiyi iyi yönetemediği de değil!.. 

Aynı argümanları Kaddafi için de, Saddam için de çok yazdınız, çizdiniz!... 

Gidin, Libya, Irak halkına bir sorun bakalım, bugün Kaddafi ve Saddam'ı arıyorlar mı, aramıyorlar mı?.. Kıyamete kadar Saddamla, Kaddafiyle yaşamaya razıyız diye dizlerine vuruyorlar mı, vurmuyorlar mı bir görün bakayım!.. 

Buralara da demokrasi götüreceğiz ağızlarıyla bizleri keklemediler mi? 

Ya Mursi’yi devirmeleri, Sisi darbecisini iktidara getirmelerini, evet bunu hangi demokrasi ve hukuk palavrasıyla izah edeceksiniz?.. Yapın da görelim… 

Şu gözünüzdeki gözlüğü çıkarın bir, kalemlerinizi de bırakın, ağır abi ayaklarınızı da toplayın, şöyle efendice hazırola geçin. 

Şu Musaddık olayını bir hatırlayın… İnternet alimliğini de köşeye koyun: Musaddık olayını ciddi şekilde yeniden okuyun… 

Göreceksiniz ki, Chaves ve Maduro’ya yapılanlar daha önce de Musaddık'a yapılmıştı!.. 

Petrolün millileştirilmesi meselesi!... 

ABD’nin korsan devlet başkanı olarak tanıdığı Juan Guaido, Maduro’yu devirdikten hemen sonra yabancı petrol şirketleriyle işbirliği yapacağının işaretlerini vermişti birkaç gün önce!.. 

Lafı uzatmaya gerek yok!.. 

Eğlence yerlerinden haraç alan mafya liderleri gibi Kovboy diyor ki, yedirmem sana, payımı istiyorum!.. 

O kadar!.. 

Maduro kardeş aklını başına topla!.. Bak Suudiye, bak körfez ülkelerine, zorluk çıkarma, Irak’tan, Libya’dan Mısırdan ders al!... 

Şair Eşref, rüyama girdi dün gece.  Sohbet sırasında bu tahsildar kovboyu sordum, bana şu beyitle cevap verdi: 

Gelecek olduğunu bilse idi neslinden 

Almadan Hazret-i Havva’yı boşardı Adem!...